Corona (COVID-19) Virüsünün Sözleşmelere Etkisi Nedir? Corona Virüsü Mücbir Sebep Teşkil Eder Mi? 16 Mart 2020
Corona (COVID-19) Virüsünün Sözleşmelere Etkisi Nedir? Corona Virüsü Mücbir Sebep Teşkil Eder Mi?
Çin’in Wuhan kentinde ilk olarak görülen ve sonrasında tüm dünyaya yayılan Corona (Covid-19) virüsü geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “Pandemi” yani tüm dünyada geniş bir alana yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalık olarak ilan edilmiştir. WHO tarafından Corona virüsün Pandemi olarak ilan edilmesi, Türkiye’de de Corona virüs vakalarının görülmesi ve ülke yönetimi tarafından çeşitli önlemlerin alınması (okulların tatil edilmesi, toplu etkinliklerin iptal edilmesi vs) akıllara Corona virüsünün mücbir sebep teşkil edip etmediği, taraflar arasındaki sözleşmelerin, hukuki ilişkilerin durumunun ne olacağı ile ilgili bir çok soruyu gündeme getirmektedir.
Mücbir Sebep Nedir?
Mücbir sebep Yargıtay içtihatlarında [1] “Mücbir sebep, sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017,s. 582). Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır.” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu anlamda mücbir sebep, borcun ifasına engel olan ve herhangi bir kimse tarafından alınacak tedbirlere rağmen önüne geçilmesine imkan olmayan, beklenmedik, harici ve borçlunun iradesi dışında meydana gelen bir olaydır.
Yargıtay kararında salgın hastalıkların da mücbir sebep teşkil edebileceği belirtilmiştir. Burada salgın hastalığın mücbir sebep olarak değerlendirilmesi için salgın hastalığın sözleşme taraflarınca önceden öngörülmesinin mümkün olmaması, salgın hastalığa tarafların karşı koymasının mümkün olmaması ve sözleşmede taraflarca üstlenilen borçların ifasının salgın hastalık nedeni ile gerçekleştirilememesi gerekmektedir
Bununla birlikte taraflar, imzalamış oldukları sözleşmelerde salgın hastalıkları, deprem, sel, yangın gibi doğal afetleri, halk hareketlerini mücbir sebep olarak belirtmişler ise anılan bu durumların ortaya çıkması sözleşme tarafları için mücbir sebep teşkil edecektir. Fakat taraflar arasında akdedilen sözleşmede salgın hastalık mücbir neden olarak belirtilmemişse salgın hastalıkların mücbir sebep sayılması tarafların sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin ifasını etkiler nitelikteki olması şartı ile söz konusu olacaktır.
Mücbir Sebebin Sözleşmelere Etkisi Nedir?
Mücbir sebebin sözleşmelere etkisi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun ifa imkansızlığı başlığı altında 136. Maddede “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmiştir. TBK’nın ilgili düzenlemesi uyarınca mücbir sebep, sözleşmenin tarafları için ilgili sözleşme uyarınca üstlenmiş oldukları borçları sona erdirmektedir. Örneğin taraflar arasında bir satım sözleşmesi kurulmuş ve mücbir sebep nedeniyle satışa konu ürünün teslimi imkansız hale gelmiş ise satıcı ilgili ürünü teslim etme borcundan kurtulacaktır. Buna karşılık olarak alıcı da satışa konu ürünün bedelini ödeme borcundan kurtulacaktır. Eğer alıcı tarafından satışa konu ürünün bedeli ödenmiş ise TBK’nın 136. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca bu bedel satıcı tarafından alıcıya iade edilecektir.
Mücbir sebebin sözleşmelere yansımasında bir diğer önemli nokta ise, borcun ifasını imkansız hale getiren mücbir sebep niteliğindeki olayın sözleşmenin karşı tarafına bildirilmesi gerektiğidir. Eğer mücbir sebep borçlu tarafından alacaklıya bildirilmez ve alacaklının zararının artmasını engellemeye yönelik önlemleri alınmaz ise borçlu, alacaklının uğrayacağı zararlardan sorumlu olacaktır.
Corona Virüsü (COVID-19) Mücbir Sebep Midir?
Ülkemizde ve dünyanın çoğu ülkesinde Corona virüsü tespit edilmiştir. Corona Virüs vaka sayısının her geçen gün artması nedeniyle hükümetler tarafından Corona virüsünün yayılmasını önlemek adına çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu önlemlerin etkisi ulusal çapta olabildiği gibi uluslararası düzeyde de olabilmekte ve hukuki ilişkilere etkisi de farklılık gösterebilmektedir.
Corona virüsünün bir ülkede görülmesi, Corona virüsü nedeniyle ölümlerin gerçekleşmesi hatta Corona virüsünün yayılmasının önlenmesi için hükümetler tarafından belirli önlemlerin alınması tek başına Corona virüsünün mücbir sebep olarak nitelendirilmesi için yeterli değildir. Corona virüsünün bir sözleşmenin tarafları açısından mücbir sebep teşkil edebilmesi için Corona Virüsü nedeniyle tarafların sözleşmede kendilerine yüklenen borçları / edimleri yerine getiremeyecek duruma gelmeleri ve Corona virüsünün sözleşme taraflarını borçlarını yerine getiremeyecek derecede etkilemesi gerekmektedir.
Bu nedenle Corona virüsünün sözleşmenin tarafları için mücbir sebep teşkil edip etmediğinin tespiti her olay, her sözleşme ilişkisi özelinde değerlendirilmelidir.
Örneğin, bir uçak bileti alan tüketicinin uçak seyahatini gerçekleştireceği ülkenin Corona virüsü nedeniyle hava sahasını kapatması ve ülkeye uçuşların tamamen durdurulması halinde havayolu şirketi açısından söz konusu uçuş yerine getirilemeyeceği için bu durum hem uçuşu gerçekleştirecek havayolu firması hem de seyahat edecek tüketici açısından mücbir sebep teşkil edecek, havayolu firmasının uçuşu gerçekleştirme borcu, tüketicinin de uçak bileti bedelini ödeme yükümlülüğü sona erecektir.
Diğer bir örnek olarak ülkede corona virüsünün görülmesi nedeniyle önlem amaçlı okulların, toplu etkinliklerin, fuarların, konserlerin hükümet kararıyla iptal edilmesi durumunda konseri düzenleyecek organizatör, konserin gerçekleştirileceği işletme ve konsere gidecek tüketiciler için bu husus bir mücbir sebep teşkil edecek ve sözleşme taraflarının borçları sona erecektir. Tüketici eğer konser bileti satın almışsa bileti iade edilecek, konser verecek sanatçının da konser verme borcu / yükümlülüğü ortadan kalkacaktır.
Son olarak Corona virüsünün görüldüğü ve virüsün yayılmasının önüne geçmek adına hükümet tarafından alışveriş merkezlerinin kapatıldığını ancak online alışverişler için herhangi bir kısıtlama getirilmediğini, kargo firmalarının çalışması-teslimat yapması konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmadığını varsaydığımızda internet üzerinden ürün/hizmet satın alım sözleşmeleri için corona virüsü mücbir sebep teşkil etmeyecek, alıcı ürünlerin bedelinin ödenmesine ilişkin borcu, satıcı da ürünleri teslim etme borcunu yerine getirecek ve taraflar corona virüsünü sebep göstererek sözleşmeden dönemeyeceklerdir.
Tarafların edimlerini mücbir sebep halleri nedeniyle yerine getirememeleri halinde; durumun şartlarına göre sözleşmeden doğan edimin ifasının imkânsız hale gelmesi hali bakımından yukarıda belirtiğimiz üzere TBK’ nın 136. maddesi, edimin ifasının önemli ölçüde güçleşmesi bakımından ise aşağıda yer alan TBK’nın 138. maddesinin uygulanması söz konusu olacaktır.
TBK’nın 138. maddesi “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmüne haizdir.
Türk Hukuku’na hakim olan “Nev’i telef olmaz” ilkesi uyarınca para borcunun imkânsız hale gelmesi mümkün olmamakla birlikte mücbir sebepler dolayısıyla taraflarca kararlaştırılan bedel üzerinden ödenme yapılmasının önemli ölçüde güçleşmesi ve TBK 138. maddenin şartlarının bulunması halinde anılan madde kapsamında uyarlama talep edilmesi söz konusu olacaktır.
TBK m.138 hükümlerinde aşağıdaki koşulların mevcudiyeti aranmaktadır:
- Hal ve şartların olağanüstü biçimde değişmesi, bu değişimin taraflar bakımından sözleşmenin kuruluşu sırasında öngörülemez ve beklenemez olması yahut öngörülse bile taraflarca sözleşme kurulurken göz önüne alınmamış olması,
- Değişen hal ve şartların sözleşmenin taraflara yüklediği edimler arasındaki dengeyi aşırı ölçüde ve açık bir biçimde bozması,
- Hal ve şartların değişmesinde ilgili tarafın kusurunun bulunmaması,
- Edimlerin ifasının henüz tamamlanmamış olması veya ihtirazî kayıtla (çekince ile) ifada bulunulmuş olması.
TBK md. 138 uygulamasını bir kira sözleşmesi özelinde inceleyecek olursak; tüketicilerin kalabalık alanlardan uzaklaşması perakende işletmecilerin ciro kayıplarına sebep olabilecektir. Kiracı, kira sözleşmesi akdederken Koronavirüs riskini bilebilecek durumda değildir ve bu risk kiracıdan kaynaklanmamaktadır. Ancak kira bedelinin ödenmemesi tahliye riskini de beraberinde getirdiğinden kira bedelinin ihtirazi kayıtla ödenmesi ile birlikte uyarlama davası ikame edilmesi gündeme gelebilecektir
Sonuç olarak Corona virüsünün sözleşme taraflarınca mücbir sebep teşkil edip etmediği her olay özelinde değerlendirilmeli ve yorumlanmalıdır.
[1] Bkz. Yargıtay HGK., E. 2017/90 K. 2018/1259 T. 27.6.2018
Diğer Haberler
-
21.11.2024
Elektronik Ortamda Açık Artırma Suretiyle Satış Usulü ve 9. Yargı Paketiyle Getirilen Yeni Düzenlemelerin Hukuki Boyutu
9. Yargı Paketi kapsamında yapılan düzenlemelerle birlikte, elektronik ortamda haczedilen malların satışı, İcra ve İflas Kanunu'nun 111/b maddesi kapsamında yeni bir yasal çerçeveye oturtulmuştur. Haczedilen malların satış işlemleri, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne (UYAP) entegre bir elektronik satış portalında açık artırma suretiyle gerçekleştirilmektedir. Ancak yasadaki boşluklar nedeniyle satış işlemlerinin nasıl gerçekleştirileceğine dair net bir uygulama sergilenememekteydi. Kanun koyucular tarafından elektronik satışa yönelik 8. ve 9. Yargı Paketi'nde yasaya eklemeler yapılması ve oluşturulan düzenleme, gerek icra süreçlerinin hızlandırılması gerekse satış işlemlerinin daha güvenli ve şeffaf bir ortamda yapılması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
-
14.11.2024
7531 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı
Kamuoyu nezdinde 9. Yargı Paketi olarak da bilinen 7531 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun1 ("Kanun"), 14.11.2024 tarih ve 32722 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanmış olup 17 farklı kanunda önemli değişiklikler barındırmaktadır.
-
12.11.2024
Kira Sözleşmelerinde E-Devlet Dönemi Başladı!
Hazine ve Maliye Bakanlığı ("Bakanlık"), 2022 yılında yürürlüğe koyduğu 2023-2025 dönemini kapsayan Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı'nda ("Eylem Planı") tarafların karar alma süreçlerini desteklemek ve risk analizi çalışmalarını yürütmek üzere kira sözleşmelerinin e-Devlet kapısı üzerinden düzenlenmesini sağlayacaklarını duyurmuştu. Bu çalışmanın birinci aşaması 4 Kasım 2024 tarihi itibariyle e-Devlet kapısı üzerinden uygulamaya konulmuş olup ikinci aşamasının ise yıl sonunda uygulamaya konulacağı öngörülmektedir.
-
10.11.2024
Dijitalleşen Piyasalarda Yeni Dönem: Rekabet Kurumu'nun 2024-2028 Stratejik Planı Yayınlandı
Rekabet Kurumu ("Kurum"), dijitalleşmenin hızla dönüştürdüğü piyasa dinamiklerine uyum sağlamak ve rekabetçi bir ekonomik düzeni korumak amacıyla 2024-2028 Stratejik Planı'nı ("Stratejik Plan") yayınladı. Stratejik Plan, küresel rekabet ortamında yaşanan değişimlerin etkisiyle dijital piyasalarda oluşan yeni düzenlemeler ve gelişen teknolojiler ekseninde hazırlandı. Kurum, bu sayede piyasaların adil ve rekabetçi kalmasını sağlamayı hedefliyor. Ayrıca tüketici refahının artırılmasına odaklanılacağı açıkça belirtiliyor.
-
30.10.2024
Standart Sözleşme Bildirim Modülü Hakkında Kamuoyu Duyurusu Yayımlandı
Standart Sözleşme Bildirim Modülü Hakkında Kamuoyu Duyurusu 24.10.2024 tarihinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun ("Kurum") internet sitesinde yayımlanmıştır. Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun ("Kurul") 17.10.2024 tarihli ve 2024/1793 sayılı kararıyla, standart sözleşme bildirim süreçlerinin daha hızlı ve etkin bir biçimde yürütülebilmesi amacıyla "Standart Sözleşme Bildirim Modülü" (Modül) oluşturulmuş ve bildirimlerin Modül üzerinden internet ortamında da yürütülebilmesine karar verilmiştir.
-
27.10.2024
Araştırma Şirketlerine Uyarı; Önce Aydınlat Sonra Onay Al
Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na ("Kurum") yapılan birden fazla şikâyet sonrası, Kurum "Araştırma Şirketlerinin İstatistiksel Araştırma Yapmak Amacıyla "Rastgele Numara Çevirme ile Telefon Mülakatı Yöntemi" Kullanarak Gerçekleştirdikleri Kişisel Veri İşleme Faaliyetleri" hakkında bir Kamuoyu Duyurusu ("Kamuoyu Duyurusu") yayımlamıştır.
-
20.10.2024
AB Veri Yasası
Dijitalleşmenin oldukça büyük bir hız kazandığı günümüzde, veri paylaşımı ve yönetimi tüm sektörler için hayati bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği; veri paylaşımına ilişkin düzenlemeleri yeniden şekillendiren AB Veri Yasası'nı kabul etmiştir. Yasa, dijital cihazlar ve hizmetler tarafından üretilen verilerin daha geniş ölçekte kullanılmasını amaçlarken, adil bir veri ekonomisi için yeni kurallar getirmektedir.
-
1.10.2024
2023/1115 Sayılı Ormansızlaşmanın Önlenmesine ilişkin Yönetmelik ve Avrupa Birliği'ne Ürün İhraç Eden Şirketlerin Dikkat Etmesi Gereken Kurallar
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre 1990 ile 2020 yılları arasındaki 30 yıllık dönemde dünya ormanlarının 178 milyon azaldığı tespit edilmiştir. Ormansızlaşmanın en büyük sebeplerinden biri ise tarım ürünlerin üretimi ve hayvancılık faaliyetleri için tarım arazilerinin genişletilmesidir. Avrupa Birliği, ormansızlaşmanın önlenmesi ve ormanların bozulmasının önlenmesi için 29 Haziran 2023 tarihinde 2023/1115 Sayılı Ormansızlaşmanın Önlenmesi Yönetmeliği'ni Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayımlamıştır.
-
30.9.2024
İklim Açıklama Kuralı
Yaşanabilir bir çevre ve dünyamızın geleceği için, sürdürülebilirlik ve ekosistemin korunması her geçen gün daha büyük bir önem kazanmaktadır. Bu çerçevede devletler, ekosistemi en çok etkileyen aktörlerden biri olan şirketler için birtakım çevresel raporlama standartları getirmektedir.
-
25.7.2024
Ulusal Yapay Zeka Stratejisi 2024 - 2025 Eylem Planı Yürürlüğe Girdi
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, 12. Kalkınma Planı çerçevesinde ve Türkiye'nin yapay zekâ alanındaki ilerlemelerini daha da ileriye taşımak ve belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 2024-2025 Eylem Planını ("Eylem Planı") yayımladı.
-
29.5.2024
7511 Sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanuna Getirilen Önemli Değişiklikler
Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ("Kanun") 29 Mayıs 2024 tarihli ve 32560 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.
-
7.5.2024
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Meclise Sunuldu
Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi meclise sunuldu. Teklif kapsamında Türk Ticaret Kanunu, Kooperatifler Kanunu, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun başta olmak üzere bir takım kanunlarda önemli değişikliklere gidilmesi planlanıyor.
-
18.4.2024
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kapsamında Yargılama Giderlerinden Sorumluluk Öngören Düzenleme Anayasa Mahkemesi Kararı İle İptal Edildi
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun1 (“Kanun”) 18/A maddesinin 11. fıkrası gereğince, dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında ilk oturuma mazeretsiz olarak katılmayan tarafın yargılama sonucunda haklı çıkmış olsa dahi yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulacağı ve lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği düzenlenmiştir. Anılan düzenleme şu şekildedir:
-
7.4.2024
Sermaye Piyasası Kurulu Başvurularında "E-Başvuru" Dönemi
Sermaye Piyasası Kurulu ("Kurul"), 5 Şubat 2024 tarihindeki duyurusu ile, sermaye piyasası kurum, kuruluş ve ortaklıklarının başvurularını daha hızlı ve etkili bir şekilde e-Başvuru Sistemi ile yapabileceklerini kamuya duyurmuştu.
-
4.4.2024
Bazı Sektörlerde Payların İlk Halka Arzı Öncesi Uyulacak Ön Şartlardaki Tutarlar İndirildi
Sermaye Piyasası Kurulu ("Kurul" veya "SPK") tarafından, Kurul'a ilk halka arz için başvuran ortaklıkların özellikle sektörel bazda farklılıkları ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nca hazırlanan 12. Kalkınma Planı ("Plan") dikkate alınarak finansal tablolara ilişkin mali eşiklerde indirime gitti.