İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de Yayımlandı 20 Haziran 2021

19 Haziran 2021 tarihli, 31516 sayılı Resmi Gazete’de, 7327 sayılı “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (“7237 sayılı Kanun”) yayımlanarak yürürlüğe girmiş, özellikle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (“2004 sayılı Kanun”) esaslı değişiklikler meydana getirmiştir. Bu çalışmada başta 2004 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler olmak üzere, 7237 sayılı Kanun’un getirdiği yenilikler ele alınacaktır.

1. 2004 sayılı Kanun’da neler değişti?

2004 sayılı Kanun’un İflas idaresi ve iflas dairesinin vazifelerini düzenleyen 223. Maddesine, iflas idare memurlarının, bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan iflas idare memurları listesinden seçileceği yönünde madde hükmü eklenmiştir. Seçilen iflas idare memurlarının sahip olacakları meslek grupları ve oluşturulan listeye kayıt için gerekli olan şartlarla beraber, bu yeni koşul düzenleme altına alınmıştır. Yine, iflas idare memurlarının aynı anda beşten fazla dosyada görev alamayacakları da belirtilmiştir.

2004 sayılı Kanun’a getirilen bir diğer önemli değişiklik ise 241. maddede gözlenmektedir. Malların paraya çevrilmesi usulünü düzenleyen 241. maddenin, ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün halinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edeceği anlaşılan mal ve hakların bir bütün olarak paraya çevrileceği yönündeki 3. fıkrası; söz konusu mal ve haklar ile bu mal ve hakları bünyesinde bulunduran işletmelerin, bir bütün olarak satılacağı şeklinde değiştirilmiştir. Eski düzenlemeden farklı olarak, satış yapılırken, satışta, işletmenin devamlılığı ve ekonomiye olan katkısının gözetileceği, bu halde taşınmazın paraya çevrilmesi hükümlerinin uygulanacağı ancak bütün olarak satış gerçekleşmezse mal ve hakların ayrı ayrı satılacağı belirtilmiştir.

Önem arz eden değişikliklerin devamında konkordato sürecinde borçlunun malvarlığını korumak adına verilen kesin mühletin sonuçlarını düzenleyen hükümlerin değişikliği yer almakta, bu değişikliklerle borçlu ve alacaklı arasında dengenin korunması amaçlanmaktadır:

  • Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçları: Bu sonuçları düzenleyen 295. maddeye, rehinli malın konkordato projesine göre işletme tarafından kullanılması öngörülmüyor veya kıymeti düşecek ya da muhafazası masraflı olacak ise satışına izin verilebileceği yönünde hüküm eklenmiştir. Buna göre, satış gelirinden ise rehinli alacaklıya rehin bedeli kadar ödeme yapılacaktır.
  • Kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları: 2004 sayılı Kanun’un 296. maddesinin 1. fıkrasında yapılan değişiklikle, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin devamının esas olduğu belirtilmiştir. Yine, değişiklik yapılan söz konusu fıkraya, geçici ve kesin mühlet süresince devam eden sözleşmeler nedeniyle borçlanılan edimlerin karşılıklı olarak ifa edileceği yönünde hüküm eklenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebileceğini düzenleyen hükümde “engelleyen” ibaresinden sonra gelmek üzere “aşırı külfetli” ibaresinin eklendiği ve cümlede yer alan “onayıyla” ibaresi “izniyle” şeklinde değiştirildiği belirtilmiştir.
  • Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları: 2004 sayılı Kanun’un 297. maddesinin 2. fıkrası ise, borçlunun, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemeyeceği, kefil olamayacağı ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacağı; taşınmazını, işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden taşınırını ve işletmenin devamlı tesisatını devredemeyeceği ve takyit edemeyeceği yönünde değiştirilmiştir. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüz sayılacaktır. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin görüşü ile alacaklılar kurulunun muvafakatini almak zorundadır.

2004 sayılı Kanun 308. maddesinde ise konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı düzenlenmekte olup, konkordato sürecinin iflâsla sonuçlanması halinde, iflâs kararını veren mahkeme, tasfiyenin basit veya adi tasfiye usulüne göre yapılmasına ve gerektiğinde adi tasfiyenin komiserler tarafından yerine getirilmesine karar vereceği ve bu hâlde iflâs idaresine ait görev ve yetkilerin komiserler tarafından kullanılacağı hüküm altına alınmıştır.
Konkordatonun hükümlerini ele alan 308/c maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesi geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi olmayacağı, temerrüt hâlinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebileceği ve adi ve rehinli alacakların sırasını düzenleyen 206.  madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödeneceği; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta, iflas masrafları ve masanın borçlarını ele alan 248. madde kapsamında ise masa borcu sayılacağı yönünde değiştirildiği belirtilmiştir.

2. Diğer kanunlarda yapılan değişiklikler nelerdir?

7237 sayılı Kanun, yalnızca İcra ve İflas Kanun’unu değiştirmeyip; beraberinde pek çok mevzuat hükmünde de değişiklik içermektedir. Bu kanunların içerisinde 492 sayılı Harçlar Kanunu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti kanunu, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununu yer almaktadır. Bu kanun hükümlerinde yer alan ve önem arz eden değişiklikler aşağıdaki gibidir:

  • 492 sayılı Harçlar Kanununun 492.maddesinde yapılan değişiklikle tapuda taşınmazın cins değişikliği işlemlerinde tahsil edilmesi gereken cins tahsisi harcı ilgili belediyesince yapı kullanma izin harcı ile birlikte makbuz karşılığı peşin olarak tek seferde tahsil edilecektir.
  • 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 10 uncu maddesinin 6.fıkrası değiştirilerek Yapı kullanma izin belgesi düzenlenen tüm yapıların cins değişikliği işlemleri resen yapılması öngörülmüş ve fıkranın devamında resen gerçekleşecek işleme ilişkin usule yer verilmiştir.
  • 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90. Maddesine karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminat hesaplamalarında getirilen eklemeye göre, değer kaybı tazminatında aracın piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.
  • 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklarda görülen fiili el koyma veya hukuki el atma davalarında, mahkemece verilecek bedel ve tazminata ilişkin kararların, taşınmaz mal ile ilgili ayni haklar kapsamındaki kararların icrasına ilişkin hükümlerine göre yerine getirileceği ve bu maddenin  yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulacağı yönünde, Geçici Madde 16 hükmü eklenmiştir.

3. Sonuç

7237 sayılı Kanunla gelen en önemli değişikliklerin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’da konkordato hükümlerini düzenleyen hükümlerde yapıldığı görülmektedir. Yargı sistemimizde konkordato henüz çok genç bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. 2004 sayılı Kanun’da yapılan önemli değişikliklerle de bu genç yapıda, bugüne kadar karşılaşılmış problemlerin çözümüne yönelik olarak değişiklikler getirilmiş; ticari hayatta konkordatonun varlığının temelleri sağlama alınmaya çalışılmıştır. Ayrıca borçlunun da lehine düzenlemeler getirilerek hem borçlunun korunması amaçlanmış, hem de aynı zamanda alacaklının alacağını alma sürecinde daha az problemle karşılanması amaçlanmıştır. 

Diğer Haberler