Menfi Tespit Davalarında Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu! 24 Nisan 2022

Menfi tespit davaları bakımından arabulucuya başvuru zorunluluğu konusu doktrin ve içtihatlarda tartışma konusu olmuştur. Ancak gelinen noktada bu konuda içtihat birliğine varılmış olup menfi tespit davaları bakımından arabulucuya başvuru zorunluluğunun olmadığı kabul edilmektedir.

Menfi tespit davaları bakımından arabulucuya başvuru zorunluluğu diğer bir ifadeyle bunun bir dava şartı olup olmadığı konusu doktrinde ve uygulamada fikir ayrılıklarına sebep olmuş ve yargı mercileri çelişkili kararlar vermiştir.

Doktrinde bazı yazarlar menfi tespit davalarının dava şartı kapsamında olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak bununla beraber hem Asliye Ticaret Mahkemeleri hem de Bölge Adliye Mahkemeleri bazı kararlarında menfi tespit davalarında da "dava konusunun bir miktar para alacağı" olduğunu ve bu nedenle amaçsal yorum yapılarak tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunu ifade etmişlerdir. (İstanbul BAM 12. HD., T. 31.12.2019, E. 2019/2456, K. 2019/1688, İstanbul BAM, 12. HD., E. 2019/2292 K. 2019/1643 T. 26.12.2019)

Doktrinde ÖZEKES ve TANRIVER’e göre, menfi tespit davalarını niteliği itibariyle teknik anlamda bir alacak veya tazminat davası değildir. Bu anlamda, menfi tespit davaları karşı tarafın parasal bir edime mahkum edilmesi şeklinde bir hüküm içermediğinden, TTK m.5/A’nın açık lafzı karşısında hükmün yorum yoluyla genişletilemeyeceğini savunmaktadır. Bu yönde bazı Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarında da menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi bulunmadığından dava şartı arabuluculuk kapsamında olmadığı ifade edilmektedir. (İstanbul BAM 14 HD, 2019/521 E., 2019/423 K., 21.03.2019 T., İstanbul BAM 16. HD., T. 17.01.2020, E. 2020/72, K. 2020/63.)

Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2020 tarihli kararında menfi tespit davasının konusunun alacak olduğu ve arabulucuya başvurunun dava şartı olduğunu kabul edilmiştir.

Buna karşın, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararında; ticaret mahkemelerinin görev alanına giren menfi tespit davalarında arabulucuya başvurunun dava şartı olup olmadığı konusundaki çelişki giderilmiştir.

Bu anlamda; kanun maddesinin metni ve gerekçesinin açık ve net olup genişletici bir yorum yapılmasına elverişli olmadığı belirtilmiş ve aksi yönde bir yaklaşımın özel bir dava şartı olan arabulucuya başvuru halini genel bir dava şartı haline getireceği ifade edilmiştir. Ayrıca tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği de eklenmiştir. Neticeten arabulucuya başvurunun dava şartı olmadığına ve  uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.

Son olarak, Yargıtay 11 Hukuk Dairesi, güncel bir kararı ile önceki kararında belirttiği görüşü değiştirmiş bulunmaktadır. (2020/4396 E., 2021/3198 K., 01.04.2021 T.)

SONUÇ OLARAK; içtihat birliği gerçekleşmiş ve menfi tespit davaları öncesinde arabulucuya başvurunun dava şartına tabi olmadığı işbu kararlar çerçevesinde net bir şekilde vurgulanmıştır.

Diğer Haberler