PANDEMİDE TÜKETİCİ OLMAK 16 Mart 2021

Dünya’da teknoloji ile beraber yaşanan hızlı değişim süreci üretim ve tüketim algılarını sürekli olarak yenilemekte; bu yenilenen durumlara göre de tüketici sorunları değişmektedir. Tüm bu sorunlara karşı yeterli bilinci oluşturmak adına her yıl 15-21 Mart tarihleri arası “Tüketiciyi Koruma Haftası” olarak kutlanmaktadır. Teknolojinin yanı sıra Covid-19 salgını da bu algıları oldukça değiştirmiş tüketici haklarının korunmasını ve bilinçli tüketici kavramını her zaman olduğundan daha önemli bir hale getirmiştir.

Tüketici neden bilinçli olmalıdır?

Teknolojik gelişmelerle paralel olarak ürünlere ulaşımın kolaylaşması ve ürün çeşitliliğinin artışı gündelik hayattaki tüketim hızının artmasına da sebebiyet vermektedir. Yasal mevzuatın sağlamış olduğu korumaların yanında tüketicinin de haklarını bilerek hareket etmesi, tüketicinin hem daha sonraki süreçlerde herhangi bir mağduriyet yaşamamasını hem de gelirini en iyi şekilde korumasını sağlayacaktır.

Pandeminin tüketici sorunlarına etkisi nelerdir?

Küresel salgın, hayatımızın her alanına dokunmuş; gündelik yaşamdaki tüketici ilişkileri de bu köklü değişimden oldukça etkilenmiştir. Bu sebeple aşağıda en çok problemle karşılaşılan 3 tüketici kalemini genel çerçevede derledik.

a. Okul- Yemek- Servis Ücretleri

Küresel salgının yayılmasını önlemek amacıyla okullarda eğitime geçici bir süreliğine ara verilerek uzaktan eğitimlerle süreç devam ettirilmektedir. Öğrencilerin okula gidemedikleri günlerde yemek ve servis sözleşmelerinden doğan borçların hizmet sağlayıcı tarafından ifa edilememesi söz konusu olacaktır. Bu durumda Türk Borçlar Kanunu’nun “İfa İmkansızlığı” başlıklı 136. Maddesi uyarınca borcun sona ereceği düzenlenmiştir. Hizmet sağlayıcı kurumlar, öğrencilere yemek ve servis hizmeti sunamayacaklarından, öğrenci veli veya vasilerinden de bu yönde bir ücret talep edemeyecekler ve yine yapılmış olan ödemeler de iade edilecektir.

Yemek ve servis ücretlerinin yanı sıra okul ücretleri konusu da uzun zamandan beri çözülmesi beklenen bir hukuki problem haline gelmiştir. Özel okullara kayıt yaptıran öğrencilerin ücret iş ve işlemleri, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin “Ücret Tespiti” başlıklı 53. maddesi hükümleri çerçevesinde belirlenmektedir. Okul idaresi ile öğrenci velisi veya vasisi arasında düzenlenen sözleşme hükümleri söz konusu uyuşmazlıklarda başvurulacak ilk kaynaktır.

Kayseri İl Tüketici Hakem Heyeti’nin bu konuda örnek sayılabilecek bir kararında da sözleşmenin unsurları üzerinden hareket edildiği görülmüştür. Söz konusu olayda idare ile veli arasında yapılan sözleşmenin esas unsurunun uzaktan eğitim değil, “yüz yüze eğitim” olduğu; ayrıca sözleşme içerisinde mücbir sebep hallerinin düzenlenmeyip bu konuda genel hükümlere başvurulması gerektiği; uzaktan eğitimin başka bir sözleşmenin konusu olması sebebiyle de velinin yapmış olduğu ödemenin iadesine karar verilmiştir. Bu noktada okullarla yapılan sözleşmelerde, verilecek olan eğitimin hangi yöntemlerle sağlanacağı konusunda hüküm bulunması tüketicinin korunması bakımından önem arz etmektedir.

b. Paket Tur Sözleşmeleri

Paket tur sözleşmeleri ise salgından en çok etkilenen tüketici kalemlerinden biri olmuştur. Seyahat acenteleri ile tüketici arasında imzalanan bu tip sözleşmeler ulaştırma, konaklama veya diğer turizm hizmetlerinden en az ikisinin birlikte olduğu hizmetlerden oluşmaktadır. Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 16. Maddesi uyarınca tüketici, korona virüs salgını sebebiyle paket tur sözleşmelerini feshedebilecek ve tur bedelinin iadesini talep edebilecektir. Bu ödemenin fesih bildiriminin paket tur düzenleyicisi ya da aracısına ulaşmasından itibaren 14 gün içinde yapılması esastır. Ayrıca, Paket Tur Yönetmeliği’ne “Covid-19 salgını nedeniyle sözleşmenin feshi” başlıklı geçici madde 1 hükmü eklenmiştir. Buna göre de, Covid-19 salgını nedeniyle, 5/2/2020 tarihinden itibaren ifası görülen ve hava yolu ile taşıma içeren paket tur sözleşmelerinde uçuş bedeli uçuş yasağı kalktıktan sonraki altmışıncı günü izleyen on dört gün içerisinde katılımcıya iade edilir.

c. Online Alışverişler

Salgının en büyük etkilerinden biri de alışveriş hayatında görülmektedir. Salgının yayılmasının önlenmesi amacıyla ülke çapında getirilen sokağa çıkma kısıtlamaları tüketiciyi elektronik ticarete (“e-ticaret”) yönlendirmiş, bu kapsamda da her zamankinden daha yoğun işleyen bu sürecin neticesinde tüketici hakları daha fazla gündeme gelmiş ve tüketici haklarının ihlalinde artışlar görülmüştür.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (“Kanun”) 48. Maddesinde düzenlenen mesafeli satış sözleşmeleri, e-ticaret kanalıyla yapılan alışverişleri kapsamaktadır. Tüketici, e-ticaret kanalıyla yaptığı “online” alışverişlerinde mesafeli satış sözleşmesini okumadan hükümleri kabul etmemelidir.

Tüketici, riski en aza indirmek için ön bilgilendirme yapmayan internet sitelerinden alışveriş yapmamalıdır. Alınan ürünün özellikleri, satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı, iletişim bilgileri gibi verilerin alışveriş esnasında tüketicide olması önem arz etmektedir. Ayrıca, tüketicinin bilmesi gereken en önemli haklarından biri ise cayma hakkıdır. Kanun’a göre tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkının kapsamı, istisnaları gibi konularda tüketiciyi bilgilendirmek zorundadır. Bu sebeple cayma hakkına ilişkin sözleşme hükümlerine de dikkat edilmelidir.

Tüketici bu tarz alışverişlerinde ürünün temin ediliş süresi hususuna da dikkat etmelidir. Mal satışları bakımından taahhüt edilen sürenin Kanun’un 48. Maddesinin 3. Fıkrası gereği 30 günü aşmayacağı unutulmamalıdır. Bu sürede, ürün tüketiciye ulaştırılmazsa tüketicinin sözleşmeyi sona erdirme hakkı vardır.

Tüketici sorunları nasıl çözülür? Nereye başvurulur?

Kanun’a göre tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda çözüm bulmak için Tüketici Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Yapılacak başvuruların değerleri ise her sene yenilenmektedir. Bu kapsamda 2021 yılı için;  

2021 yılı için, 11.330 Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıkların karara bağlanması amacıyla tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Söz konusu uyuşmazlıkların çözümü için 6502 sayılı Kanun’un 73/A maddesi kapsamında önce dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulması gereklidir. Bu doğrultuda, arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılması halinde dava usulden reddedilecektir. Arabuluculuk sürecinden sonra tüketici mahkemelerine, tüketici mahkemeleri bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerine başvurulması gerekmektedir.

Elden, posta yoluyla veya elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) üzerinden tüketici hakem heyetlerine başvuruda bulunmak mümkündür.

Diğer Haberler